Bugün kendimi kendime ayırıp düşünmeye başladım ansızın..öyle hüzünlü şarkılarda dinlemedim notalarla da savaşmadım. Tek şarkı vardı kulaklarımdan gitmeyen oda nev-susma!
Susma bir şey söyle biraz olsun yardım et
Gelemiyorum üstesinden ben bu aşkın tek başına
Susma sen sustun ya yanlızlık çöktü üstüme
Anladım bu rüya anladım bu son veda
Her gece hayalimde çiziyorum resmini,her halini
Fikrine sürgün sesine hasret
Sabah olup uyanınca silinip de gidiyorsun ya, tek başına
Zaten hiç benim olmadın ki
Ne kadar kırılsamda ah etmem hakkım yok buna
Hem zaten davetsiz bir misafirdim ben aşkımla
Ne bir aptalın gölgesi,ne bir sevda kölesiyim
Sadece hesapsız bir gönül bahçesi
Ama yinede insan soruyor kendine,
Bu yazık hikayenin neresindeyim? Yeter ki...
Sürekli tekrar eden bu sesle birleşen muhteşem sözler canımı da yakmıyor aslında..sadece ee? yada bu neydi ya? diye sorduruyor. Uykusuz huzur varmış! evet , doğru yanıt bu mu diyor melek , doğru olan nedir diyor beyaz kanatları ardından.Kıs kıs gülüyor şeytan ve bile bile bunu istedin, diyor..İlk defa küçük bir kız gibi hissettim kendimi ,karşıdan izledim olanları,ruhum ayrılıp bedenimden sessizce geçti karşıma.Hiç böylesine anlamlı gelmedi bir film gözüme böylesine anlamadım bir senaryoyu..Küçüktüm evet ,yıllar ne kadar şey götürdüyse benden o kadar almıştım karşılığını oysa..Kaderci olmadım hiç , böyle olması gerekiyormuş demedim her şey'de hayır aramadım. Ama sonunu hiç göremeyeğim bir filme başlarken buldum kendimi , ve filmin bitmesine katlanamayacağım için virgüller koydum hayatıma.. yüklem miydi özne'm mi? sorular kaldı geriye konuşamadığmız şeyleri sakladık gözlerimize..
ve bitti hafta sonu..
Bugün sisli bir havaya uyandım.Öyle güzel ve yoktu(!) ki nesneler..sıradanlaşmış binalar bir büyücü tarafından büyülenmiş gibiydi..her şey silikti..ama bir o kadar da var olduklarını öyle iyi biliyordum ki..işte o anda Eskişehir'in soğuğu bir tokat gibi vurdu yüzüme.. Yeni bir hafta yoğun geçecek olan uzun bir maraton seni bekliyor dedi. Derse yada işe yetişmeye çalışan yüzlerle denk geldim o anda.Bir tanesi vardı ki uzun zamandır görmemiştim o yüzü..yok tanımıyorum inan..elinde telefonu mesaj yazıyordu hoşuma giden gülümsemesiydi..öyle içtendi ki sarılmak gibiydi yüzündeki sevgi..oda varmış,iyi birileri seviliyormuş dedim güldüm geçtim kendimce..İki Eylül'ün yolunu tutarken iliklerime kadar üşüdüğümü fark etmiştim..içimde bir huzur ve ona karşıt duran öfke vardı.Kendiyle çelişen duygular ardı sıra tenhalaştırıyordu ruhumu..saatler geçti kafamdaki sorular geçemeden sonunda eve geldim,benim huzurum burası dedim , içten midir anlayamadığım bir sarılmadan öte..sen iyisin diyenlere karşı kendimi çok kötü ilan ettim! değilim dedim değilim kanatlarım gün geçtikçe kırılıyor,beni ben olmaktan alıkoyuyor hayat diye sessiz çığlıkları attım gökyüzüne..salıverdim üstümdeki parfüm kokusunu..
bu bitmeseydi dedim İLK defa böyle ..tek ortak şeyin bir su şişesi olduğunu düşünüp , boşver gerekliydi dedim!
Dünü bitirdiğim gibi bitirdim cümlelerimi , kapıyı çarpıp çıktım bu sayfadan!
ESMA BÜŞRA AYDIN
yirmiikikasımikibinon
18:18
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder